Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, TBMM’nin açıldığı 23 Nisan 1920 gününün akşamı milletvekillerine şöyle seslenmişti:
“Efendiler! Osmanlı İmparatorluğu, 600 yıl bu milletin kaderine hâkim olmuştur. Bugün Osmanlı İmparatorluğu kısmen dağılmış olmasına rağmen İstanbul’da bir hükümeti mevcuttur. Osmanlı İmparatorluğu’nun yanında, bugün bizim açtığımız meclis çocuk kalır. Onun için, bugünün adına çocuk bayramı diyelim. Bu çocuk büyüsün, kendi zaferini kendisi ilan etsin.”
Tam 104 yıl önce işgalin, yoksulluğun kol gezdiği topraklarda açılan meclisimiz, bağımsızlık ve kurtuluş mücadelesini yürütenlerin en önemli eseridir ve her şeye rağmen dimdik ayakta durmaya devam ediyor.
Anadolu’nun hür ve başı dik insanların yurdu olduğunu tüm dünyaya haykıran ve zaferini ilan eden Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anadolu isyanını kurtuluşa taşıyan, saltanatı kaldırarak ümmeti uluslaştıran, Cumhuriyeti kurarak egemenliği “kayıtsız şartsız” halka veren iradenin mirasıdır. Bu nedenle 29 Ekim 1923’te Anayasamıza, “Türkiye Devleti’nin hükümet biçimi Cumhuriyettir. Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi’nce yönetilir.” maddesi konmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı, 23 Nisan 1921’de “Hakimiyeti Milliye Bayramı” (Ulusal Egemenlik Bayramı) olarak ilan edilmiş ve 23 Nisan 1929’da da Ulu Önder Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmiştir.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Cumhuriyetimizin ilk ulusal bayramıdır.
Ulusun egemenliğinin temeli Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, meclisimizin geleceği ise çocuklarımızdır.
Sevgili çocuklar,
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran neslin çocuklarısınız. 100 yıllık meşalenin aydınlığı, huzurun, refahın ve geleceğimizin teminatısınız. En karanlık günlerde ışığımız, umudumuzsunuz. Özgür, eşit, adil ve bilimin ışığı ile aydınlanmış Türkiye Cumhuriyeti sizinle yükselecektir.
Geleceğimizin teminatı olan sizlerin ve ulusal egemenliğimizin iradesi olan halkımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.
Ulusçu, halkçı, devrimci, laik ve cumhuriyetçi yurttaşlar olarak çocuklarımızla el ele meydanları, parkları, sokakları dolduralım.
Yer gök kırmızı beyaz olsun.