Diş çürükleri gerek dünyada gerekse ülkemizde en sık rastlanan kronik hastalıklar arasında yer alıyor. Dünya
sağlık Örgütü’nün verilerine göre, ağız ve diş bakımında dünya genelinde karneler zayıf. Öyle ki diş çürüklerine rastlanma oranı okul çağındaki çocuklarda yüzde 90’ları bulurken, erişkinlerde yüzde 100’e ulaşıyor!
Diş Hekimi Dr. Hatice Ağan, ağız içi kaynaklı enfeksiyonların vücudun bağışıklık sistemini zayıflatabildiğini belirterek “Ağız ve diş sağlığının genel vücut sağlığı ile bir bütün olarak değerlendirilmesi ve kötü bir ağızın genel sağlığı negatif yönde etkilediğinin bilinmesi birçok hastalığın önlenmesini de sağlayacaktır” diyor. Toplumumuzda ağız ve diş sağlığına yönelik birçok yanlış inanış olduğuna dikkat çeken Diş Hekimi Dr. Hatice Ağan, doğru bilinen yanlışları anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Dişlerimi fırçalıyorum bu bana yeter! Yanlış
Sağlıklı dişler için sadece diş fırçalamak yetmez. Çürükler en çok diş aralarında gözlenir. Bu bölgelere diş fırçası ulaşamadığı için mutlaka arayüz fırçaları ya da diş ipleri kullanılmalı; kadifemsi yapısından dolayı bakteri tutunmasına elverişli olduğundan dil fırçalama ihmal edilmemeli. Yediklerimiz de dişlerimizin sağlığını yakından ilgilendiriyor. Kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünleri, meyve ve sebzeler, fındık fıstık benzeri kuruyemişler dişlere faydalı olmasına karşın işlenmiş karbonhidratlar, yapışkan nişastalı, şekerli gıdalar, asitli içecekler dişlerde yıkıcı etkilere neden olur.
Diş etim hassas olduğu için kanayabiliyor! Yanlış
Dişlerin fırçalama esnasında kanaması normal bir durum değil. Bu, dişeti iltihabının başladığını gösterir. Dişlerin mutlaka fırçalanmaya devam edilmesi, diş ile dişeti arasında birikmiş plak tabakasının ve diş taşlarının diş hekimi tarafından temizlenmesi gerekir. Sağlıklı dişeti fırçalama esnasında kanamamalı, şişkin koyu kırmızı renkte değil, sıkı, hareketsiz, pembe renkli, portakal kabuğu görünümünde olmalı.
Sert fırça ve sert fırçalama daha iyi temizler! Yanlış
Sert fırçaların daha iyi temizleyeceği yaygın bir inanış. Oysa çok sert fırçalar dişleri aşındırabilir. Bu nedenle genellikle orta sertlikte ya da yumuşak diş fırçaları kullanılmalı. Çok yumuşak fırçalar da dişleri yeterince temizleyemeyeceğinden dolayı tercih edilmemeli. Dişleri sert fırçalamak, dişleri temizlemek yerine, 'fırça çürüğü' dediğimiz aşınmalara neden olur. Dişlerin mine tabakası aşındığı için, alttaki daha koyu renkteki dentin tabakası ortaya çıkar ve dişler daha sarı görünür. Ayrıca sert fırçalamak, dişlerde hassasiyete ve diş eti çekilmesine neden olur.
Süt dişleri nasılsa düşecek, dolgu gerekmez! Yanlış
‘Nasıl olsa düşeceğinden dolgu yapmadan çekilsin, ağrıdan kurtulsun’ demek doğru değildir. Süt dişinin erken çekimi, alttan gelen daimi dişlerde çapraşıklığa ve çene kemiği gelişiminde bozulmalara neden olur. Ayrıca çocuklarda süt dişlerindeki çürüğe bağlı çiğnemede oluşan ağrı, beslenmeyi güçleştirir.
Diş taşı dişi korur! Yanlış
Diş Hekimi
Dr. Hatice Ağan “Diş taşları sünger gibi delikli bir yapıya sahiptir; bu küçük boşluklarda mikroorganizmalar birikerek dişetinin iltihaplanmasına ve çene kemiğinin erimesine neden olur. Diş eti sağlığı açısından diş taşları mutlaka temizlenmelidir. Diş taşı dişi korur yanlış bir kanıdır” diyor.
“Küçük bir şekerin dişe ne zararı olacak!” Yanlış
Ağızdaki bakteriler şeker benzeri rafine karbonhidratlarla beslenir ve asit üretirler. Şeker değil oluşan asit diş minesini yumuşatarak çürütmeye başlar. Ne kadar uzun süre mineyle temas ederse o kadar fazla çürük riski artar. Örneğin bir küçük lolipopu dakikalarca ağzında tutan çocuğun dişleri, uzun süre dişler şeker asidine maruz kaldığından çürümeye fazlasıyla yatkındır. Ağzında lokma tutan çocuklar ile gece biberonla şekerli süt içen çocuklarda da çürük riski yüksektir. Hatta asitli bir içeceği yudum yudum ağızda bekleterek içmek diş sağlığı açısından bir kerede içip bitirmekten daha zararlıdır. Şeker tüketiminin ardından ağız su ile çalkalanmalı ya da dişler fırçalanmalıdır.
Hamilelikte diş tedavisi yapılmaz! Yanlış
Hamilelerde en uygun tedavi dönemi, üç ile altıncı ay arasındadır. Dişeti ve diş taşı temizliği her dönemde, acil tedaviler ise kadın doğum hekimine danışarak uygun anestezi tekniği altında yapılabilir. Gerekmediği takdirde röntgen filmi alınmaz, zorunluluk halinde kurşun önlük gibi koruyucu kalkanlar kullanılır. Planlı gebeliklerde en ideali, gebelik öncesi tüm diş tedavilerinin bitirilmesi, potansiyel
enfeksiyon odaklarının ortadan kaldırılmasıdır.
20 yaş dişi mutlaka çekilmeli! Yanlış
20 yaş dişleri çiğnemede fonksiyon görüyorsa, ağız içine sürebilmesi için yeterince yer varsa, diğer dişlerde çapraşıklığa neden olmayacaksa, komşu dişlere zarar vermeyecek bir pozisyondaysa ağız içinde veya kemiğin içinde gömülü olarak kalmasının bir sakıncası yoktur. Ancak ağızın en geri bölgesindeki bu dişlerin temizliği zordur, çürük ve enfeksiyon oluşturma riski diğer dişlere göre daha yüksektir. Bu nedenle tedavi ile kurtulamayacağı düşünülen, kist ve iltihabi reaksiyonlara neden olan 20 yaş dişleri çekilmelidir.
Dişim ağrıyor aspirin basayım! Yanlış
Alkol ve aspirin türevleri yumuşak dokuda yanıklara neden olur ve yanığın verdiği acı, ağrıyı bastırabilir. Doktor gözetimi dışında alınan antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar yalnızca problemin alevlenmesini önler ancak esas etken yani ağrının kaynağı tedavi edilmediği, ortadan kaldırılmadığı için aynı problemle daha sonra tekrar karşılaşılır. Şiddetli sancı yapan diş bir anda çürümemiştir. Çürük oluşmuş, derinleşmiş, dişin sinirine kadar ulaşınca hastaya rahatsızlık vermiştir yani üzerinden belirli bir süre geçmiştir. Bu nedenle 6 ayda bir mutlaka diş hekimi kontrolü yapılmalı, problemler ilerlemeden tedavi yolları bulunmalıdır.
Dişlerim bembeyaz gayet sağlıklı! Yanlış
Diş Hekimi Dr. Hatice Ağan, ağız ve diş sağlığının beyaz dişlerin çok ötesinde olduğunu belirterek “Ağız, vücuttaki sistemik hastalıkları yansıtan bir aynadır. Ağız içi belirtiler önlenebilir birçok hastalığın habercisidir. Diş çürüklerinden kaynaklanan enfeksiyonlar kan ve lenf dolaşımı ile başta kalp, böbrek, karaciğer, akciğer gibi organlarda dönüşü olmayan hasara yol açabilir.
Dişeti hastalıkları kalp damar, diyabet, bağırsak ve pankreas kanseri ile ilişkilendirilir, ağız içindeki bakteriler mide ülserini tetikleyebilir. Ağız içi kaynaklı enfeksiyonlar bağışıklık sistemini de zayıflatır” diyor.
Yazı: Diş Hekimi Dr. Hatice Ağan