GELECEĞİNİZİ KİRLETMEYİN
Türkiye yılda 1.5 ton yağ tüketiyor. Her evden de 10 kiloya yakın kızarmış yağ çıkıyor. Kızartma yağları lavaboya değil, 'Alo Atık Hattı (444 28 45) 'na!
Bir litre kullanılmış yağ, 1 milyon litre içme suyunu, yani 15 kişinin bir yıllık suyunu içilmez hâle getiriyor. Atık yağlar ekotoksik (çevrenin bir veya daha fazla kesimi üzerinde ani veya gecikmeli zararlı etkiler gösteren veya gösterme riski taşıyan madde ve preparatlar) özelliğe sahip olduğu için bulunduğu ortamı kirletiyor, o ortamda yaşayan canlılara zarar veriyor. Atık su kirliliğinin yüzde 25'lik kısmı kullanılmış bitkisel ve hayvansal yağlardan meydana geliyor. Arıtılmayan atık sular denizlere, göllere ve akarsulara döküldüğünde su kirleniyor, sudaki oksijen azalıyor. Böylece başta balıklar olmak üzere diğer canlılar da ya ölüyorlar ya da ciddi tahribata maruz kalıyorlar. Kullanılmış yağlar lavaboya döküldüğü zaman dren sistemine sıvanıyor, kanalizasyon borusu içindeki atıkların yapışmasına ve zamanla borunun daralmasına neden oluyor. Kanalizasyona dökülen atık yağlar diğer atıkları tutuyor ve kanalizasyon sistemini kullanılmaz hâle getiriyor. Tüm bu sebeplerden dolayı kızartma yağlarının lavaboya dökülmemesi gerekiyor. 'Peki, dökmeyeceğiz de ne yapacağız?' derseniz, pet şişede biriktirip "Alo Atık Hattı"nı arayabilirsiniz. Türkiye'nin neresinde olursanız olun; 444 28 45 numaralı telefondan çıkan görevliye adresinizi vermeniz yeterli. Birlikte belirleyeceğiniz zaman diliminde görevliler gelip atık yağlarınızı alıyor. Yalnız evinize gelebilmeleri için en az 5 litre birikmesi gerekiyor. Elinde daha fazla yağ birikebilecek işletmeler ve yemek şirketleri için de Alo Atık Hattı'ndaki yetkililer 50 litrelik bidonlar verip dolduğunda geri alıyorlar. İnsan olarak bedenimizi, sevdiklerimizi ve yaşadığımız çevreyi korumakla yükümlüyüz. Kızarmış yağları lavaboya dökmeden önce düşünmemiz gereken çok şey var…
Her ne kadar sağlıklı olmasa da Türk mutfağında kızartılmış yiyeceklerin ya da bu yolla yapılan yemeklerin hayli ağırlığı var. "Sağlıklı yaşıyorum" diyen beslenme uzmanları bile hiç değilse yılda birkaç kez patates, biber, patlıcan kızartmasıyla kaçamak yaptıklarını itiraf ediyorlar.
Bu durum halka indiğinde, haftada bir-ikiye çıkıyor kızartılarak yenen yemekler. Beslenme konusunda titiz hanımlar, ailesinin sağlığını riske atmak istemediği için kızartma yağını her defasında yeniliyor. Maddi külfetini kaldıramayacak olanlar da aynı yağı çok kez kullanmayı tercih ediyor. Söylemekte fayda var; her iki durum da oldukça sakıncalı…