Deprem fobisi: Seismophobia
Şiddeti, yeri ne olursa olsun her deprem haberi acımızı tazelemeye yetiyor, korkularımız depreşiyor. Ancak kimileri için deprem korkudan çok öte, hayatı kâbusa çeviren bir fobi... Dünya sallanıyor, deprem fobisi olan 'seismophobia' mağdurlarının sayısı artıyor.
Bir arkadaşım, salondaki perdenin püskülü sallansa çığlık çığlığa bağırmaya başlıyor, kalbi yerinden çıkacak gibi atıyor, soğuk soğuk terliyor, titriyor; kuşlar olağandan biraz fazla ötmeye başladığında soluğu masanın altında alıyor. Bense ne yapacağımı şaşırıyorum. Bir diğeri deprem olur da heybetli saatin altında kalırım endişesiyle çok büyük yapıların yakınından bile geçmiyor. Sözünü ettiğim arkadaşlarımın başına bir gün depremden değil, deprem paranoyaklığından bir şeyler geleceğinden, bina çöktüğü için değil de camdan atladığından hayatını kaybedeceklerinden endişelenir oldum. Onlar, sayıları gittikçe artan ‘seismophobia’ yani deprem fobisi olan kişilerden sadece birkaçı...
Depreme hazırlıklı olmak için neler yapabiliriz?
Yunanca kökenli ‘seismo’ deprem anlamına geliyor. ‘Deprem fobisi’ olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz ‘seismophobia’, diğer pek çok fobinin aksine kişinin kendisinin tehlikeyle karşı karşıya olduğu bir meseleyle değil; ailesi, yakın çevresi, hatta dünyayı içerisine alan felaket senaryolarıyla tetikleniyor. Aslında bir çeşit ölüm ve kaybetme fobisi. Yani gerçekte depremin kendisinden değil potansiyel sonuçlarından, ölmekten ve sevdiklerimizi kaybetme ihtimalinden dehşete kapılıyoruz. ‘Seismophobia’ en çok da belirsizlikle tetikleniyor. Zira depremin ne zaman, nerede ve ne şiddetle olacağını kestiremiyoruz ve sonuçları kaçınılmaz. Maddi manevi her şeyi birkaç saniyede kaybedecek olmak ve kontrol altına alınmanın imkânsızlığı, üzerine gidilmediği takdirde fobiyi sürekli canlı tutuyor... Çünkü bu kişiler depreme dayanıklı evde oturmakla tehlikeden kaçamayacağının farkındadırlar, zira işyerinde, bakkalda hatta yolda yürürken de felakete yakalanabilir. Deprem dünyanın diğer ucunda olsa da çok fazla deprem haberine, hatta haber izlemese de sosyal medyadaki senaryolara maruz kalır, kafayı depremle bozarlar. Hatta uzmanlar artçı depremlerin bile başlı başına şiddetli korku ve çaresizlik hissi yaratmaya yetebileceğini söylüyor.
Kişinin psikolojik savunma sisteminin gücüne, kişinin yaşına, depreme nerede yakaladığına, deprem sırasında herhangi bir sevdiğini kaybedip kaybetmemesine göre ‘seismophobia’nın belirtileri ve şiddeti değişkenlik gösterebilir. Ancak en sık görülenleri yerli yersiz irkilme, seslerden ürkme, uykuya direnme, yemekten kesilme, deprem dışında başka konulara odaklanamama, sürekli olarak depremle ilgili kâbuslar görme, sosyalleşmeyi reddetme ve ağlama nöbetleri. Deprem haberlerinin ardından eve günlerce girmeyen, kapalı alanda bulunmayı reddeden, yüksek yapılara yaklaşamayan, zemin ve bodrum katta fenalaşma hissine kapılanları da var.
7 adımda deprem fobisi nasıl alt edilir?
‘Seismophobia’dan ileri derecede etkilenenlere uygulanan ilaçlı yöntemler de var ancak uzmanlara göre çok geç olmadan birkaç basit yöntemle, kendi kendinize de kontrol altına alabilirsiniz.
1. Psikiyatrist Jason Eric Schiffman, ne şiddette deprem fobisi yaşıyor olursanız olun rutinde kalmaya kendinizi zorlamanız gerektiğini söylüyor ve uyarıyor: “Rahatlamak için sigarayı dostunuz sanmayın.”
2. Korkunuzu bastırmayın, anlaşılmayacağınız endişesiyle yaşadıklarınızı içinize atmayın. Çünkü ‘duygusal tepkisiz’ler travmayı daha ağır yaşıyor. Görmezden gelerek bu duygularla başa çıkmaya kalkışmak tahmin ettiğinizden daha ciddi sonuçlar doğuruyor.
3. Kaçınma davranışları sandığınız kadar masum değil. Örneğin çocuğunuzla beraber yatmak, kapıyı kapatmamak, kilitlememek, karanlık odada uyumaktan kaçınmak gibi davranışlarınızdan vazgeçin. Ancak korkularınızın üzerine yavaş yavaş gidin, bir anda tüm kaçınma davranışlarını durdurmaya çalışmayın. Çocuğunuzun sizi taklit ettiğini unutmayın, ona ruh halinizi belli etmeyin.
4. Zihinsel olarak hazırlanın. Daha sakin, soğukkanlı kalmak için bir planlama yapın. Özellikle çocuğunuzun depreme hazırlıklı olduğunu bilmek sizi zihinsel olarak rahatlatır.
5. Bilişsel-davranışçı psikoterapilerle olası bir depremle ilgili gerçekçi inanışları ve düşüncelerinizi test etme ve bunların yerine daha gerçekçi şekilde düşünebilmeye başlayabilirsiniz. Böylelikle deprem korkusunun duygusal, fiziksel ve zihinsel belirtileri ortadan kalkacak, kaçınma davranışları zamanla azalacak hatta son bulacak.
6. Bir deprem çantanız olabilir ama her an tehlikeyi hatırlatacak şekilde, mesela odanızın baş köşesine konumlandırmayın.
7. Felaketlere hazırlanma rehberi niteliğindeki “Organize for Disaster” adlı kitabıyla dikkat çeken Judith Kolberg, “Önceden acil durumda yanınıza almanız gereken 10 şeyi bir kâğıda yazın. Ardından listedekileri önce 5’e, sonra 3’e indirin” diyor.
Sık sık depremle sarsılan ABD’nin California Eyaleti’nde danışanlarına deprem fobisiyle ilgili terapiler uygulayan Janis Ericson, kendinize yapabileceğiniz en büyük iyiliğin sakin kalmak olduğunu söylüyor. En büyük tehlikeye deprem anksiyetesinin davetiye çıkardığını kaybeden Ericson, “Deprem ihtimaline karşı sakin kalmayı başarabildiğinizde dünyanın en güvenli bölgesini yaratabilirsiniz. Panikleyerek olduğunuz yerde donup kalarak değil”ifadesini kullanıyor. Yine California’da depremle ilgili çalışmalar yapan hipnoterapist Nicholas Pollak, “Aklımızın yetmediği, anlam veremediğimiz olaylar bizi en çok dehşete düşürür ki deprem de böyle” diyor ve ekliyor: “Kendi kendinize yapabileceğiniz hipnoz yöntemiyle korkunuzun üzerine gidin. Mesela sandalyede otururken gözlerinizi kapatın ve zihninizde deprem anını canlandırın. Önce dehşete kapılmış, titreyen, kalbi çarpan, kontrolsüz hareket eden sizi seyredin. Olduğunuz yerde donup kalın. Sonra ikinci senaryoda şartlar ne olursa olsun kendisi için en iyi kaçış yöntemini uygulamayı başaran, kontrollü davranan sizi izleyin ve hangisinin olması gerektiğine siz karar verin.”